Endülüs'te Flamenko…

flamencoGüney İspanya yani Endülüs…Turların önemli rotaları arasında. Buradaki üç şehir Granada, Cordoba ve Sevilla ziyaretçileri için tarih ve kültür ziyafeti sunuyor. Eski Arap mimarisi, dar ve gizemli sokakları, avluları, bahçeleri, hikaye ve simgeleri eşliğinde farklı bir dünyada flamenko’ya çağırıyor….

Hanife Baş

Dar, kıvrımlı ve tarih kokan sokaklar… Beyaz rengin hakim olduğu mimari, her yerde huzur ve tepede yakıcı güneş… Ter içinde kalsam da şehirdeki atmosferin tadını çıkarmak için değer diyorum. Sanki İspanya değil, bir Arap şehrindeyim. Ama tam bir Arap şehri de değil… İspanya’nın Endülüs Bölgesi’nde yer alan Granada’dayım. Endülüs turuna bu şehirden başlıyorum. Arap, gotik ve Rönesans mimarilerinin karışımını sunan sakin bir şehir. Geçmişindeki 800 yıllık Arap egemenliğinin izleri hiç silinmemiş. İspanya’nın, Afrika’ya en yakın tarafı.

Ülkedeki 17 özerk bölgeden biri Endülüs yani Andalusia. Güney İspanya hem coğrafik, hem de kültürel bakımdan farklılıklara sahip. Sekiz vilayetten oluşan bölgede Granada, Cordoba ve Sevilla olmak üzere üç önemli şehir var.

GRANADA’DA ELHAMRA SARAYI

Granada’dan başlıyoruz. Nüfusu yoğun olmayan küçük bir şehir. Dar, girintili sokaklarında gezerken adeta geçmişi soluyorsunuz. Aslına uygun korunmuş binalar, sessizlik, sadelik etkileyici. Görülmeden gidilmemesi gereken en önemli eser ise Elhamra Sarayı. Sırtını dağlara dayamış bir hayli yüksekte bulunan görkemli sarayın mimarisi kadar sunduğu manzara da ağzı açık bırakacak türden.

Şehrin sakinliği burada bozuluyor. Kalabalık turist güruhu içinde yolumuzu buluyoruz. Zaten önceden rezervasyon yaptırmadan saraya giriş için sıra bulmak zor. İsmi Arapça kırmızıdan geliyor. Sarayda kullanılan kırmızı kerpiçlere ithafen. Döneminin sanatını ve gelişmişliğini gözler önüne seren saray, her ayrıntısıyla hayranlık uyandırıcı.

Odaları, avluları, bahçeleri 1001 gece masallarından çıkmış gibi büyülüyor. İslam mimarisinin erişebileceği en üst nokta. İşlemeleri, gizemli yapısı, süslemeleriyle kazandığı şöhreti kesinlikle hak ediyor. Meşhur bahçeleri ve havuzları da ayrıca görmeye değer. 1232 yılında Nasiriler tarafından yapılmış. Müslümanların şehirden ayrılmasıyla Hristiyanlara kalmış.
Granada’nın adının coğrafi şekli dolayısıyla benzediği nar meyvesinden geldiği söyleniyor. Şehrin en önemli iki meydanı Bib-Rambla ve Nueva. Küçük bir şehir olan Granada’nın belli başlı yerlerini keşfedip güzel İspanyol yemekleriyle dinlendikten sonra turumuzdaki yeni rota Cordoba yani Kurtuba için yola çıkıyoruz.

AVLULARDAN CORDOBA

Endülüs’ün diğer muhteşem şehri. Burası da çok kalabalık değil, yaklaşık 400 bin nüfusa sahip. Guadalquivir Nehri sahillerinde vadinin ortasında konumlanmış. Şehri kuzeyinden bir dağ silsilesi çevreliyor. Avluları, çeşmeleri, tarihi binaları, çiçek bahçeleri, meydanlarıyla ziyaretçilerine görülmeye değer pek çok şey vaat ediyor. Burada görmeye değer mimarilerden biri İspanyolların ‘Mezquita’ olarak adlandırdığı Kurtuba Camisi. Günümüzde kiliseye çevrilmiş olsa da hala ilk günkü güzelliğini koruyor. Etkileyici minaresi ve işlemeleriyle geçmişinden çok şey anlatıyor. Camide 30 bin kişi aynı anda ibadet edebiliyor.

Görkemli tarih, beyaza boyalı duvarlar, gizemli sokaklar. Cordoba’nın sunduğu tarih ve mimari ziyafeti gerçekten şahane. Mezquita dışında, Rönesans’dan kalma Palacio de Viana, Musevi Mahallesi, Medina Azahara Harabeleri ve antik Roma şehir surları gibi kültür ve mimari çok iyi korunuyor. Guadalquivir Nehri üzerindeki birbirinden güzel dokuz köprü şehri daha da güzelleştiriyor. Özellikle gece aydınlatmaları izlemeye değer. Kültür mozaiği şehirde Roma eserleri de var. El Puento Romano yani Roma Köprüsü de şehri süslüyor. Ama Cordoba asıl görkemli dönemini Endülüs zamanında yaşamış.

Cami de bu dönemden kalma. Şehir, 1236’da yeniden Hristiyanların eline geçmiş. O dönemden kalan pek çok eser de var.
Yahudilerin bir dönem yoğun yaşadığı Cordoba’nın Ortaçağ’dan kalan bölgesi ‘La Juderia.’ Burası da görülmeye değer. Kıvrımlı sokaklar hep bir avluya açılıyor. Her evin bir avlusu var. Bu avlularda ve sokaklarda kaybolurcasına dolaşmak şahane bir duygu. Meydandaki saat kulesi Plaza de Las Tendillas ise saat başlarını gitar sesiyle duyuruyor. Boğa güreşlerinin yapıldığı meydan ve daha pek çok yapı. Hızlı turumuzun ikinci durağı Cordoba’yı da geride bırakıyoruz.

DON KİŞOT’UN YAZILDIĞI ŞEHİR

Ver elini Sevilla. Endülüs’ün en büyük şehri ve merkezi. Portakal ve turunçgil kokulu sokakları çok davetkar. Her köşebaşı tarih ve kültürle dolu. Sur içi denilen eski Sevilla’nın dar sokaklarının gizemine bırakıyorum kendimi.

Şehrin simgelerinden biri Sevilla Katedrali ise her yerden görülüyor. La Giralda adı verilen aslında bir minare olan etkileyici kulesi var. 98 metre yüksekliğindeki kuleden bütün şehri görmek mümkün. Gotik tarzdaki katedral ilk önce camiden dönüştürülmüş. Ama 1500’lü yıllardan yıkılarak yeniden yapılmış. Kristof Kolomb’un anıt mezarı da burada. Daracık sokaklar, bakımlı evler burada da karşımıza çıkıyor. Sevilla’nın, Cervantes’in Don Kişot’u yazdığı şehir olması da ayrıca şehre aşık olmamı sağlıyor. Aynı zamanda Amerika’nın keşif seferlerinden üçünün başlangıç yerindeyiz.

Real Alcazar Sarayı’nın da mutlaka görülmesi gerekiyor. Saray, 1366’da hizmete girmiş. İspanyol kralları 700 yıl burada yaşamışlar. Yeni dünyayı keşfedecek olan Kristif Kolomb ve yanındaki denizciler Kraliçe I. Isabella tarafından buradan uğurlanmış. O anı simgeleyen bir anıt bugün havuzlar ve küçük fıskiyelerle birbirine bağlanan sarayın bahçesinde yer alıyor. Granada’daki Elhamra Sarayı’nı andırıyor. Mağribi süslemeler, oymalar, seramikler ve çok keyifli bahçe.

Plaza de Espana meydanı ise, eski Arap mimarisi tarzında. Bu meydanda ülkedeki şehirlerin her biri görülmeye değer küçük anıtları sergileniyor. Küçük çeşmeler de meydanı güzelleştiriyor. Boğa güreşi de şehrin simgelerinden. Bunun için de doğru yer Plaza de Toros…Ve tabii ki Flamenko… İspanya gezilerinin vazgeçilmezlerinden olan Endülüs bölgesindeki Granada, Cordoba ve Sevilla şehirlerini görmekten çok memnun, kalbimi bu bölgede bırakarak dönüş için hazırlanıyorum.

Bunlar da ilgini çekebilir...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir