Sanat, doğa ve romantizm şehri: Prag
Çekya’nın başkenti Prag… Tarihi, doğası, mimarisi, atmosferiyle ziyaretçilerine çok şey vaat ediyor. Altın şehir, Avrupa’nın kalbi gibi isimlerle anılıyor. Romantizmiyle de tüm dünyadan aşıkları kendine çekiyor. İşte Prag….
Hanife BAŞ
Panoramik ve tarihi bir şehir. Ortaçağ’dan kalma hiç dokunulmamış tarihi güzelliğiyle misafirlerini karşılar. Barok ve gotik mimarinin en ihtişamlı örneklerini sergiler. Altın şehir, şehirlerin anası, Avrupa’nın kalbi gibi isimlerle de anılır. Çok da romantik bir atmosferi vardır. En önemlisi de ünlü yazar Franz Kafka’nın da doğduğu ve yaşadığı şehir olması. Evet, Çek Cumhuriyeti ya da Çekya’nın başkenti Prag’dan bahsediyorum. Mimarisi, mistik atmosferi ve gece eğlenceleriyle ziyaretçilerine çok şey vaat ediyor. Tarih ile romantizmi aşıklar için birleştiriyor.
Prag’a ilk gelişim. Beni nelerin karşılayacağı konusunda çok heyecanlıyım. Vaclav Havel Havalimanı’ndayım. Tur otobüsüne atlayıp otelimize yollanıyoruz. Yol boyunca şehri meraklı gözlerle süzüyorum. Her haliyle büyüleyici. Şehri tam olarak gezebilmek için iki ya da üç gün ayırmak gerekiyor.
KEŞFEDECEK ÇOK ŞEY VAR
Önce şehrin kısaca bir tarihçesine göz gezdiriyoruz. Çek Cumhuriyeti’nin başkenti ve en büyük şehri. Geçmişte Çekoslovakya’nın da başkentiydi. Orta Bohemya’da Vltava Nehri’nin üzerinde yer alır ve 1.5 milyon nüfusu vardır. Her yıl milyonlarca turisti ağırlıyor.
Şehirde gezilecek yerler listesi de var. Kale, Aziz Vitus Katedrali, Altın Sokak, Kafka Müzesi, Charles Köprüsü, eski şehir meydanı, astronomik saat kulesi, Tyn Kilisesi, Paris Caddesi, Vaslav Meydanı, Cumhuriyet Meydanı, Barut kulesi ve eski belediye binası şeklinde sıralanıyor. Hemen hepsini bir an önce görmek için sabırsızlanıyorum.
İlk olarak eski şehir meydanındayız. Akıp giden kalabalığa katılıyoruz. Dörtgen şeklindeki meydanda bütün binalar tarihi ve eski gotik ve barok yapıda. İhtişamlı binalara doyuyoruz adeta. Şehir her haliyle tarih ziyafeti sunuyor bize. Bu meydan pek çok kafe ve restorana da ev sahipliği yapıyor. Tarih boyunca da festivallere gösterilere tanıklık etmiş bir yer. Meydanda bir gününüzü harcamalısınız. Çünkü görülecek çok şey var. Burada görülecek eserlerden en önemlileri Prag eski belediye sarayı ve astronomik saat. Sarayın geçmişi 1.300’lü yıllara gidiyor. Dışarıdan çok ihtişamlı gotik mimariye sahip. İçerisi de büyüleyici. Ancak yapıdan çok astronomik saat çok dikkat çekici. Jan Ruze tarafından yapılan saat sadece saati değil tarihi ve gezegenlerin de konumlarını gösteriyor. Saat kulesi her saat başında yaptığı ilginç şovla ünlü. Bu meydanda ayrıca Kinsky Sarayı, Tyn Kilisesi, Saint Jacob Kilisesi, Barut Kapısı da bulunuyor. Çevredeki kafelerden birine oturup kahve eşliğinde yorgunluk atıyoruz.
Kale yoluna giderken Charles (Karl) Köprüsü’nden geçiyoruz. Araç trafiğine kapalı köprüde turist yoğunluğu dikkatleri çekiyor. Köprü üzerindeki sokak sanatçılarının gösterileri görülmeye değer. Köprüde 16 heykel ve bir kule var. Kısaca rehberimizden tarihini dinliyoruz. Vltava Nehri üzerindeki köprü 1741 yılına kadar nehir üzerindeki tek geçiş noktasıydı. Harcına tonlarca yumurta konularak güçlendirildiği söylenir. Görkemli görüntüsüyle büyüleyici bir köprü.
KALEDEN ŞEHRE BAKIŞ
Yeni rotamızı ise kaleye doğru çiziyoruz. Prag Kalesi, 9. yüzyılda inşa ettirilmiş. Çok büyük bir alan üzerinde kurulu. İçinde yönetim binaları, katedral ve bahçeler var. Kale içine birçok sokak ve üç avlu bulunuyor. Birinci avluda asker değişim töreni de izlenebiliyor. Ülkenin en çok ziyaret edilen yeri. Eski surları var. Görkemli katedralleri, kraliyet sarayı, kilise ve tarihi kuleleri. Günümüzde resmi başkanlık için kullanılıyor. Kalede ‘altın sokak’ mutlaka görülmeli. Bir Ortaçağ sokağı. Birbirinden renkli 11 mimari ev bulunuyor. Adını 16. yüzyılda burada yaşayan ve elementleri altına çevirmek isteyen simyacılardan almış. Bu sokak Franz Kafka’nın bir dönem yaşadığı evle de meşhur. 22 nolu evde bir süre yaşamış. 1916-17 yıllarında burada bir süre kalarak kitaplar yazmış. Kafka, Prag doğumlu. Şehirde ünlü yazarla ilgili pek çok iz bulmak mümkün zaten. Sokak isimleri, kafeler, heykeller, yaşadığı evler ve müzesi. Diğer bir ihtişamlı yapı ise St. Vitus Katedrali. Roma Katolik kilisesi. Sivri kuleleri ilgi çekiyor. Yapımı tam 600 yıl sürmüş. Yapımına Kral 4.Charles karar vermiş. Prag’ın en büyük ve gösterişli yapısı. Kralların taç giyme törenlerine ev sahipliği de yapmış. Kulesine de çıkmaya izin veriliyor. Çıkabilirseniz Prag’a bayağı bir tepeden bakma şansı yakalarsınız.
DANSEDEN EVLER
Yerli halkının şikayet konusu da olsa Vltava Nehri kıyısındaki dans eden evler de şehrin simgeleri arasında. Eşsiz mimari örneği bina, dans eder şekilde eğimli bir tasarıma sahip. Bu binalar ofis ve restoran olarak hizmet veriyor. Wenceslas (Vaclav) Meydanı da, Prag’da eski şehir meydanından sonraki en meşhur meydan. Birçok tarihi olaya ev sahipliği yapmış. Ülkede komünizmin bitmesi bu meydanda yapılan gösterilerle anılıyor. Ulusal Müze, Palaca Koruna ve Fransisken Bahçeleri burada yer alıyor. Petrin Tepesi ve gözlem kulesi de görülmeye değer. John Lennon Duvarı, Prag Belediye Sarayı, Eski Yahudi Mahallesi de diğer görülmesi gereken yerler. Romantik şehir Prag’da kısa sürede pek çok şeyi görmenin sevinciyle dönüşe geçiyoruz.
BİR KAFKA ROMANINDA YAŞAMAK!
Edebiyat aşığı ve Kafka sever biri olarak ben gruptan ayrılarak yarım günümü Franz Kafka Müzesi’ne ayırıyorum. Dönüşüm, Şato, Milena’ya Mektuplar, Babaya Mektup, Yargı, Aforizmalar… Yazarın okuduğum bütün kitapları gözümün önünden geçiyor. Tahmin ettiğim gibi klasik bir müze ötesinde bir müzeyle karşılaşıyorum. Franz Kafka’nın mektupları, kitapları, taslakları, notları ve kişisel eşyaları… Her yer Kafka’dan izlerle dolu. Romanlarındaki gibi karanlık bir atmosfer var. Adeta kendimi bir Kafka romanında hissediyorum….
YAKIN ÇEVREDE GÖRÜLEBİLECEK YERLER
Prag ziyaretçilerine çok şey vaat ediyor. Ama gitmişken çevresindeki önemli yerleri de görmek mümkün. Bunlardan Karlovy Vary mutlaka görülmeli. 1370 yılında kurulmuş. Prag’ın 130 km batısında yer alıyor, bir kaplıca şehri. Mimarisi ve doğasıyla da dikkat çekiyor. IV. Charles tarafından kurulmuş. Adı da kralın banyosu anlamına geliyor. Mustafa Kemal Atatürk, Nazım Hikmet, Mozart, Beethoven, Freud bu şehri ziyaret eden ünlü isimlerden sadece birkaçı. Prag’dan 2 saatlik araba yolculuğuyla varılıyor. Terezin Kampı ise Prag’a bir saat uzaklıkta. Prag’tan günübirlik gidilebilecek yerler arasında. Küçük hisar ya da kale anlamına gelen Terezin hapishane olarak kullanılmış. 1940’da ise Nazi rejimi tarafından toplama kampı olarak yapılmış. Gümüş yataklarıyla bilinen Kutna Hora da başkente bir saat uzaklıkta. Plzen, Koneprusy, Krivoklat, Cesky Krumlov diğer görülebilecek yerler.
Son Yorumlar