Tropik cennet: Zanzibar

zanzibarDoğal güzellikleriyle büyüleyici bir ada Zanzibar. Gözde turizm destinasyonları arasına giren tropik adada beyaz kumlu plajlar, baharat çeşitleri, gel-git’ler, turkuaz mavisi deniz, deniz mahsulleri sizi çağırıyor….

Zanzibar
Dar sokakları, tarihi binaları, enfes beyaz kumsalları, pırıl pırıl denizi, insan kalabalığı, mercan adaları, baharatları… Bütün bunlar Afrika kıtasının doğusunda Tanzanya’ya bağlı iki adadan oluşan ve özerk yönetilen Zanzibar’da…

THY’nin, Tanzanya’ya direkt sefer düzenleyen uçağıyla altı saatlik uçuşun ardından başkent Darüsselam’a iniyoruz. Oradan adaya iki saatlik feribot ya da 20 dakika süren uçak yolculuğu seçeneğinden birini tercih etmemiz gerekiyor. Uçağı tercih ediyoruz. Tanzanya için vizeyi de Zanzibar Havalaanı’na bırakıyoruz ama kuyruğu ve yavaşlığı görünce bundan pişmanlık duymamak elde değil. Neyse ki sarı humma aşısını önceden olduk. Boğucu sıcak, gürültü ve itiş kakış arasında vizemizi alıyoruz sonunda. Ver elini Zanzibar. Ama satıcı ordusundan sıyrılabilmek ne mümkün? Neyse ki deneyimli rehberimizin marifetiyle kolayca yolumuzu buluyoruz.

Bembeyaz kumlu plajlar, renkli pazarlar, tarihi yapılar, med ceziri görme isteğiyle çektiğimiz eziyete kolayca katlanıyorum. Çevredeki peçeli kadınlar ve takkeli erkekler şaşırtıyor. Ama adanın Müslüman olduğunu öğreniyoruz. İlk girişte yaşadığım karışıklığa karşın adanın karşı konulmaz büyüsüne kapılmam çok da zaman almıyor.

Zanzibar’ın başkenti Stone Town’u gezmek için en iyi yol yürümek. Daracık sokaklar büyüleyici. Pastel renkli resimlerle süslü duvarlarla mavi boyalı kapıların uyumu anlatılamaz derecede etkileyici. Bir dönem köle ticaretinin merkezi olmuş adada kalabalıkta adeta kayboluyoruz. Ama asıl beklediğimiz ise bakir plajlarda Hindistan cevizi ağaçlarının altına uzanarak denizin tadını olabildiğince çıkartmak… Bunun için biraz daha beklememiz gerekiyor.

ÖZERK BİR BÖLGEDE

Stone Town’daki en görkemli binalar deniz kıyısında. Umman Sultanı’nın sarayı bugün Swahili medeniyetinin örneklerini sunan bir müze. Birkaç sokak ötede bulunan Anglikan kilisesi de bir zamanlar gemiyle getirilen kölelerin satıldığı meydanda bulunuyor. Bu ticareti unutturmamak için kilisenin hemen yanında kölelerin birbirine zincirlenmiş heykelleri geçmişin büyük ayıbını hatırlatmak için orada dikiliyor.

Deniz kıyısında yer alan Forodhani Parkı ise güneşin batışından sonra güzel. Adanın en çok tavsiye edilen turu ise baharat turu. Bu turda ilk olarak gezgin David Livingstone’un konağı ziyaret ediliyor. Daha sonra da kakule, Hindistan cevizi, tarçın, karabiber gibi baharatların yetiştirildiği çiftliklere gidiliyor. Baharat seven biri olarak bu turdan çok hoşlanıyorum.

Baharat adası da olarak bilinen Zanzibar, özerk bir bölge. Halkın yüzde 99’u Müslüman. Afrika kıtasının doğusunda Tanzanya’ya bağlı iki adadan oluşuyor. Bölgenin başkenti Stone Town. Ekonomi baharat üretimi ve turizme dayalı. Zanzibar asıl adı Farrokh Bulsara olan Queen grubunun solisti Freddie Mercury’nin doğum yeri olması ile de ünlü.

Tarihçesini de rehberimizden dinliyoruz: “Zanzibar, Şiraz’dan gelen İranlı göçmenler tarafından kuruldu. Adı ‘zencilerin sahili’ anlamındaki Farsça ‘zangi bar’dan gelir. 1503-1698 yılları arasında Portekiz hakimiyetinde kalan ada, 1698 yılında ada Umman Sultanlığı denetimine geçti. 1840 yılında, Umman Sultanı Seyid Said bin Sultan El-Busaid sultanlığının başkentini Umman’daki Muskat’dan, adadaki Stone Town şehrine taşımış.

1856 yılında ölümünden sonra oğulları iktidar kavgasında düşmüşler ve 6 Nisan 1861’de sultanlık, Zanzibar ve Umman olarak ikiye bölünmüş. Ada sultanlığı, 1890-1963 yılları arasında İngiltere tarafından atanan vezirler ve valiler tarafından yönetilerek yarı sömürgeleşmiş. 19 Aralık 1963 tarihinde bağımsızlık verilen ada, sultan yönetiminde anayasal krallık haline gelmiş. Kısa süren bu dönemden sonra 1964’de yönetim devrilmiş, 26 Nisan 1964 tarihinde ise bugün özerk bölge olarak bir parçası olduğu Tanzanya’ya bağlanmış.”

TURKUAZ MAVİSİ DENİZ

Adada ciddi elektrik sorunu var. Devamlı elektrikler kesik olduğu için jeneratör kullanılıyor ve jeneratör sesleri her yeri kaplıyor. Dala dalalar, Zanzibar’ın geleneksel ulaşım araçları. Kamyonetlerin arka kasalarına, karşılıklı sıralanmış, oturaklarda istiflenerek, kenarları açık bir yolculuk aracı. Yoğun koku da çabası.

Sonunda Nungwi sahillerindeyiz. Artık tam görmek istediğim ada burası. Turkuaz mavisi denize atıveriyorum kendimi. Beyaz mercanlar, canlı renklerde deniz yıldızları göz alıcı. Hayatım boyunca hep merak ettiğim gel-git’leri burada görme şansı yakalıyorum. Gündüz genelde deniz çekilmiş durumda. Denize girebilmek için 300 metre kadar yürümek gerekiyor. Yüzmek dışında çekilmiş denizden geriye kalanları izlemek de bir o kadar keyif verici. Deniz kabukluları parlak renkleriyle hayranlık uyandırıcı. Çekilen denizden arda kalan ahtapot ve balıklar da yerli halın geçim kaynağı. Onları toplayıp satıyorlar. Bir yandan boğucu sıcakla mücadele ederken diğer yandan denizin keyfini çıkarmayı ihmal etmiyorum.

Ada bakir plajlarıyla meşhur. Zanzibar’ın Darüsselam kısmında medcezir yani gelgitler yaşanmıyor. Bu nedenle deniz güzel. Kendwa da bakir bir alan. Alabildiğine bembeyaz bir kumsal. Nungwi ise lüks otellerle dolu. Bu otellerden birinde konaklıyoruz. Dalış sevenler için de çok güzel bir lokasyon. Adanın Hint Okyanusu’na bakan tarafı ise rüzgarlı olduğu için sörf yapmaya elverişli. Paje köyü de kite sörfçüleriyle dolu. Ben tabii ki yükseklik korkusu olan biri olarak izlemekle yetiniyorum. Gruptan deneyenler oluyor ve deneyimlerini heyecanla anlatıyorlar.
Çevredeki balıkçı köyleri de görmeye değer. Ada adeta deniz mahsulü, yosun ve ahtapot cenneti. Bu mavi gökyüzü altında ve turkuaz denizin kenarında yapılabilecekler sınırsız. En güzeli de doğanın size verdiği huzur duygusu. Adada gün batımını izlemek de mutlaka yapılması gerekenlerden. Bölge insanın yaygın ve ünlü deyişiyle ‘hakuna matata’ yani hiçbir şeye üzülmeyin, sorun yok….

BUNLARA DİKKAT EDİN

* Tropik iklim Zanzibar için en iyi gidilebilecek mevsim yaz ayları.
* Servis konusunda biraz yavaşlar. En az bir saat beklemeniz gerekir.
* Yanınızda el feneri bulundurun. Elektrikler sık sık gidebiliyor.
* Yakalanma riskine karşı mutlaka sarı humma aşısı olun.
* Uyuşturucu satıcıları yaygın. ‘Selamün aleyküm’ dediğinizde sizi din kardeşi sayıp utanıyorlar ve peşinizi bırakıyorlar.
* Alışveriş yaparken sıkı pazarlığı unutmayın.
* İngilizce konuşan çok olsa da Shawili ve Arapça birkaç kelime öğrenmeye çalışın.

BOL DENİZ ÜRÜNÜ SEÇENEĞİ

Afrika mutfağı, yerel geleneklerin yanı sıra Arap, Avrupa ve Asya etkilerini yansıtır.
Okyanus’ta tropik bir adada bol bol deniz ürünü ve tropik meyve tüketmek mümkün.
Zanzibar konumundan dolayı çok zengin deniz ürünlerine ev sahipliği yapıyor. Karides, ahtapot, yengeç, kalamar gibi birçok deniz ürününü bulabilirsiniz. Ayrıca çoğu yemeklerinde hindistan cevizi de bulunuyor. Ayrıca Hint mutfağından fazlaca etkilenmiş. Bol baharatlı pilavlar, soğan ve sarımsak kullanımı yaygın. Ama ülkedeki hijyen sorununu göz ardı etmemek gerekiyor.
.

Bunlar da ilgini çekebilir...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir